Temmuz 23, 2011

adam olsak lan hakkat.

Reha Çamuroğlu’nun İsmail adlı olağanüstü romanında bir sahne vardır. Sahne mi? Bir parça vardır… Ne haltsa işte bir yer var kitapta. İsmail, yani Şah İsmail, yani Hatayi, Selim’e karşı savaşırken vurulur. Yanılmıyorsam sol elinden ya da sol kolundan. Yarasından kan akmaya başlar. İsmail, kendisi de inanıyordur ki, Mehdi’dir.
Yani kanının akması olacak iş değil! İsmail orada bir şaşırmak şaşırır; nasıl diyeyim,
öyle bir şaşırmak hepimize nasip olsa. Hiçbir koşulda sarsılmayacağından emin olduğumuz şu sünepe varlığımıza bir an için o kadar şiddetle uzak düşsek. Bir an için ürpererek düşünsek ki, ya hu, yaradılmışların en mühimi ben olmayabilir miyim? Belki benden daha kıymetli birileri vardır bu dünyada… Belki etraftaki her şeyden bu kadar çok yakınıp kainatın bereketini kaçırmak konusunda biraz daha eli sıkı davranabilirim. Belki bütün hayatım ve ölümüm, kendimden başka kimsenin işine yaramayacak… Belki, benim bile işime yaramayacak birisiyim ben…

Böyle dertlensek de içimiz iyice bir yansa…

Sonra bir yolunu bulup onun da tadını çıkartsak…

Adam olsak lan biraz…

bunu onur ünlü mü, ah muhsin ünlü mü yazdı hatırlamıyorum. çok güzel ama bu. çok iyi. çok süper. uu yee. mükemmel. evet.

2 yorum:

  1. Onur Ünlü yazdıydı. Muhabbet bağında olmadan olmaz.

    http://www.youtube.com/watch?v=2f6Gsr--yBE

    YanıtlaSil