Eylül 02, 2014

İkeyacılık, köftecilik, bilezikler ve #direnteyze

Daha geçenlerde annelerin ikeya sevmemesi üzerine Meyyal hanımcığım ile sohbet etmiş idik ki dün akşam bu karikatürü gördüm. Bu durum elbette ki Umut Sarıkaya'nın dikkatinden kaçmamıştı ve bir şaheser ile taçlandırmıştı. Kendisine teşekkürler ederiz. Sonra düşündüm. Teyzeleri düşündüm... Köfteleri düşündüm. Dünyayı, bu düzeni düşündüm. Teyzelerin dünyanın en tutarlı, en sahici, en geniş sosyal hareketi olabileceğine karar verdim. Bence siz de bana hak vereceksiniz.

Özet geçeyim: zırt pırt kocaman krizlere giren çıkan bir kapitalist ekonominin içindeyiz. Ancak öyle çirkef ve lanet bir sistem ki, kendisini her seferinde daha güçlü bir şekilde tekrar üretmeyi başarabiliyor. Komünist yoldaşlarımız ise her kriz çıktığında "tamamdır bu sefer yıkılacaak!!" diye ümid etmeyi bile bıraktılar. İşte bu sürekli bize "naanik!:))" yapan düzen, kendisini "tüketim toplumu" ile üretiyor bildiğiniz üzere. Tüketim toplumu nedir? Suç tüketende midir sadece? Hayır, karşılıklı bir günahın içindeyiz.

Tüketim toplumu şöyle bir şey mesela: annemin 20 senelik boş marka bulaşık makinesi tıkır tıkır mis gibi çalışırken (maşallah) yeni üretilenler 3 senelik garantisi bitince kendini imha edecek şekilde özenle tasarlanmıştır. Akılsız nokialar neredeyse ömür boyu kullanabilirken, çok akıllı galaxy ler 1 senede "eski" olur. Bunun neticesinde ne olur? Alır-verir ve ekonomiye can veririz ki çok seviyoruz bu alma işini, en büyük hobimiz. Böylelikle biz seneden seneye giderek daha çok harcıyoruz, daha fazla satın alıyoruz. Sistem de tekrar ayağa kalkıp semiriyor, güçleniyor. Evet.

Peki teyzeler ne yapıyor? Tam bir kapitalist mantıkla işleyen 2-3 sene içinde çöpe gitme garantili ama şıklığıyla ve kullanışlı oluşlarıyla bizi kendine çağıran o şirin ikeyaları almıyorlar. Onun yerine gidip daha sağlam, evladiyelik dolaplara, koltuklara para veriyorlar. "Nolucak 3 sene sonra yenisini alırım, hem değişiklik olur" onların tarzı değil. Ekonomiye can vermiyorlar öyle çok. Zaten kıyafet almazlar pek, bankaya kredilere filan da çok yanaşanını görmedim. Varsa yoksa bilezik, varsa yoksa yastıkaltı. Aralarında kirli çıkı da çok zaten. Biriktirirler kıyıdan köşeden kalanı. Kredi kartıyla filan işi olmadığından, nakitle alışveriş yaptıklarından hani... Bakıyorum da, adeta kapitalizme düşman gibi bu teyzelerimiz. Hem de kapitalizme tepki göstermek gibi bir niyet taşımadan, son derece doğal bir biçimde. Kendilerinden feyizlenmek lazım gelir.

Şimdi, bu teyzelerin soyu önümüzdeki yıllarda artan "refah" seviyemiz ile giderek tükenecek. Yeni teyzeler üretebilecek mi bu toplum? Pek iyimser değilim. Hepimize tatlı gelir çünkü ikeyacılık. Ben dahil. Ama bu teyzelerin varlığı da böyle kayda geçsin, bu memlekette kapitalist sistemi köfteciliğe mahkum edebilecek kudrette teyzelerin yaşadığı gerçeğinden gelecek nesiller güç bulsun.
"Muhtac olduğun kudret teyzelerin kollarındaki bileziklerde mevcuttur."
Evet biraz gaza geldim.
Selametle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder